Son Dakika Ekle

İzmir-Aliagatv

ALİAGA NIN İLK ÖZEL TELEVİZYONU

kyme bölümleri

KYME Antik Kenti
Kyme kenti bölümleri
BATIK DALGAKIRAN: Günümüzde aşağı yukarı tamamen sualtında kalmış Liman yapıları, sahildeki bir dizi duvar ve suyun hemen altında görülebilen, 200 m. uzunluğunda, büyük dört köşe bloklardan oluşmuş gösterişli dalgakırandır. İlk incelemeden yapının değişik yapım zamanları ortaya koymuştur: en eski olan ilk zamanda büyük düzenli taş bloklarla inşa edilmiş ve 200 m. uzunluğunda bir dalgakıran görünümündedir; birinci dalgakıranı temel alan ikincisi, uzunluk olarak aynı olmakla beraber genişlik olarak iki katı ve eskisine benzer düzenli fakat daha kısa olan birbirlerine kırlangıç kuyruklu metal kenetlerle tutturulmuş bloklardan oluşmuştur. Kesinlikle bu yapıdan bir bölümü oluşturan kıyıdaki platformun büyük kaplama taşlarının altında gerçekleştirilen stratigrafik kontroller, İ.Ö. IV. yüzyılın ortaları civarına yapıyı tarihlendirilmeye götürür. 

ORTAÇAĞ KALESİ: Sahil kıvrıntısının tam ortasında aceleyle inşa edilmiş bir kale ve bunun için planı çok sıradışı ve alışılmamış bir tekniktedir: Harcsız ve üç metre genişliğinde dış duvar, bağlantısız değişik boyutlarda büyük bloklar ve düzenli dolgu bloklarıyla inşa edilmiştir. Dolgu; taş, toprak ve tuğla değişik parçaları kapsar. Dolgu parçaları arasında iki korinth tipi başlık ve Troya tipi bir labirentin çizildiği gri taştan bir blok vardır. Yapı içlerinden yalnızca dört tanesinin yerinin kesinlikle belirlendiği: bir tanesi kuzey yanın başlangıcında, kapı yanında; ikincisi doğu yanının ortasında, üçüncüsü güney yanında, dördüncüsü güney yanının sınırında günümüzde su içinde bulunan; kulelerden oluşmuştu. Yapının iç duvarları, daima birbirine bağlı olmayan küçük taşlardan yapılmıştır ve iki açık avlu etrafında ortaya çıkan bir dizi mekan oluştururlar; bunların bazıları niş veya havuzlardandır; kuzeydoğu köşesindekiyse hayvanları bağlamak için halka biçimindedir. Ortaçağ yapısına iki giriş açılır: birincisi liman yakınlarında 3 metre genişliğinde; ikincisi güney yanın merkezinde. Merkezde limanın dalgakıranıyla bağlantılı olası gereken bir açıklık var gibidir. 

HELLENİSTİK ANDEZİT KENT DUVARI: Kalenin çevre duvarının kuzey yanında, Ortaçağ duvarının altında, Hellenistik Dönem‘den güçlü bir çevirme duvarı tarafından oluşturulan alttaki yapıdan arda kalmış olanlara uyarlanmış Protobizans‘ın ki bulunur. Deniz kıyısından iç kısımlara doğru giden bir savunma duvarından bahsedilmektedir; çift yüz tekniğiyle inşa edilmiştir, 3m. genişliğinde, dış yüzey sivri köşeleri yuvarlatılarak bir tür kenet yaratılan düzgün andezit bloklardan, iç yüzey ise yüzeyleri birbirine paralel kumtaşı bloklardır.  

İlk aşamada batı-doğu doğrultusunda yaklaşık 75 m. ilerleyen ve sonra güneye kıvrılan duvarda, biri kuzey kanatta, deniz yakınında, ortaçağ kalesininkine göre biraz karışık düzenlenmiş; öteki, kuzey-doğu köşesinde üzerinde tekerlek izlerinin görüldüğü taş döşenmiş bir yolun karşılığında olmak üzere iki tanesi arabaların geçmesi için, toplam üç tane geçiş vardır. Üçüncü açıklık, birincisine yakın, açık renkli mermerden üç basamaklı, kenarlarda iki yarım sütunlu, eşikte belki de bir kapı için kullanılan zıvanaların izlerinin olduğu, bir giriş sunmaktaydı, daha çok andezit duvarın çağdaşı bir küçük yapının kapısı olabileceğini düşündürür. 

GÜNEY TEPESİ ÜZERİNDEKİ YERLEŞİM BÖLGESİ : Güney Tepe’nin kuzeybatı yamacı, şehrin uzun hayat dönemi boyunca konut bölgesi olarak kullanılmıştı. İncelenen kısıntılı alanda, yıkılmış daha erken binaların kullanılmasıyla çoğunlukla üst üste gelmiş en az beş inşa katı ortaya çıkarılmıştır.  

En eski inşa katı; kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan, iki mekanı birleştiren bir eşiğin izlerinin görülebildiği ince ve uzun duvar tarafından temsil edilmektedir. Duvarın kronolojisi kesin olmamakla beraber İ.Ö.V.yy.’dan öncedir. İkinci kattan İ.Ö.V. yy.’in sonundan itibaren tarihlenebilen bir yapının bölümünü oluşturan iki oda (A ve B mekanları) gözükmektedirler. Yapı, kuzey yanda bitiyormuş gibi gözükse de A mekanının girişinin açıldığı güney yanda da başka mekanlar var olabilir. A mekanının batı duvarı kalker düzensiz büyük bloklardan inşa edilmiş ve tepenin uç kısmının doğal güçlü yükseklik farkını birleştirmek için teraslama duvarı görevini de yapmaktaydı. Bu duvarın ayakları dibinde yapının çatısından gelen suları toplayan kayaya oyulmuş bir sarnıç vardı.  

Sarnıç döküntüyle ve Geç Hellenistik Dönem’e tarihlenebilen çok sayıda acroma ve siyah vernikli seramikle dolmuştu. Roma İmparatorluk Çağı’ndan, ortalama olarak bollukla beyaz harç ve tuğlayla inşa edilen bazı duvarlar görülmektedir. Bu dönemde, A mekanının doğusunda bir servis odası gerçekleştirilmiştir. Dolmuş olan sarnıçın bulunduğu alanda duvarları sıvayla boyanmış yeni bir oda oluşmuştur.  

Geç Roma Dönemi’nde alan, odaları harçsız ve daha erken malzemeyle doldurulmuş çoğunlukla polikrom mozaikle zenginleştirilmiş geniş bir konut tarafından işgal edilmiştir. Yıkım tarihi VI. yy.’in sonuyla VII. yy. ilk yarısı olan yapının yayıldığı alan hala açıklığa kavuşmamıştır. Son kat, kazının kuzeyinden gelen son derece yüzeysel yapılarla belirlenmiştir: Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusundaki uzun bir duvar ve duvarla aynı yönde olan devşirme taşlardan oluşmuş bir rampa alanın Bizans Çağı’ndaki bir kullanımının zayıf izleridirler. 

KÜÇÜK TERMAL BİNA: Halen kısmen kazılmış yapı, tepenin meyilini takip eden değişik seviyelerde yerleştirilmiş bir dizi bitişik mekandan oluşmuştur. Ana mekanın tabanı mermer kaplanmış, sıvayla boyanmış duvarları ve mermer döşemeleri vardır. Batıda üç basamaklı mermer kaplanmış bir geçit başka bir mekana çıkışa izin vermekteydi. Bütün mekanlarda, yapının dışında bir kanalizasyona dökülen, su dağıtımı için bir seri kanal ve boru gözlenir. Bir dikdörtgen havuzun varlığı ve kanallarla boruların içeride ve dışarıdaki karışık organizasyonu, küçük bir termal yapıyı düşündürmektedir. Seramik malzeme, sikkeler, ve ufak bir kartal gemi sayesinde, kompleks İ.S. III.’yy. sıralarına tarihlenir. 


 SÜTUNLU YOL : Geç antik döneme (İ.S. IV.yy.’ın ortası) tarihlenebilir. Taş döşemeli yolun iki yanına konulan sütunların arasından aşağı yukarı belirli bir mesafede, fonksiyonları hala açık olmayan alanlara açılmaktaydı. Olasılıkla birkaç önemli yapıyla bağlantılı olan cadde güneyde, 1974 yılında İzmir Müzesi tarafından kısa bir kısmı gün ışığına çıkarılan ve doğu-batı doğrultusunda uzanan daha erken bir taş döşemeli caddeden bir duvarla ayrılmaktaydı. 

TİYATRO: Kayaya kazılmış oturma sırasının ufak bir bölümünün bulunuşu ve anıtın batı kısmında orkestra yüzeyinin daha erken dönemine ait blokların bulunuşu, Roma seviyesine ait tiyatronun altı veya sekiz cuneiye bölünmüş büyük cavaesiyla ilk hipotetik bir planının taslağının çizilmesine izin vermiştir. Biri erken imparatorluk döneminden ve diğeri de bunu takip eden olmak üzere iki değişik inşa zamanı gösteren Roma döneminden kenarlarda iki plasterle sınırlanan öndeyse 12 küçük sütunla süslenen proscaeneumun hattı; temeller ve her biri iki dikdörtgen mekana bölünmüş iki kanat kapsayan sahne binasının duvarlarının taban kısımları; orkestranın yazıtlı bloklarla (bunlardan biri Aeol birliğine ait bir kararname içerir) doldurularak yapılmış antik bir restorasyon gösteren mermer döşemesi ve harç üzerindeki izden tekrar yapılabilen bitki ve geometrik motifli merkezi simge, yan için bir nişle ön sahnenin genişletilmesinin de; taştan olup Roma imparatorluk Çağı’nda Küçük Asya’da yaygın tip olan arşitrav üç büyük parçası da ikinci dönemin örnekleridir. 

TİYATRO YAKININDAKİ DÖŞEME: Halen yapılmakta olan kazılar, limanla tiyatronun sahnesi arasındaki geniş alanı birleştirirmiş gibi görünen olasılıkla bir portikoyla veya sütunlu caddeyle ilgili olan geniş bir tabanı gün ışığına çıkarmışlardır. 

SAHİL BOYUNCA BULUNAN PORTİKO: Portiko, dorik bir sütun dizisinden, küçük poligonal taş bloklarla döşenen bir kaldırımdan oluşmaktaydı ve bu yapıya ait olan birçok sütun tamburu denizde bulunmaktadır. Daha kuzeydeki bölümde yapı bir kanalizasyon tarafından kesilmiştir. 

KUZEY TEPESİNDEKİ KUTSAL ALAN: Çekoslavaklar tarafından 1925 yılında keşfedilen küçük tapınağın ötesinde kısmen kayaya kazılmış bir dizi mekan bulunmaktaydı. Bunlardan birinin ortasında ayakta yalnızca bir tamburu kalmış bir sütun bulunur. Biraz daha güneyde, bir duvar tarafından çevrilmiş dikdörtgen bir mekanda, kuzey-batı köşesi yakınında, içlerinde hatırı sayılır kandilin yanı sıra heykelciklerin, küçük boyutlu vazo parçalarının ve heykelcik imali için kalıpların, vazoların ve özellikle Megara tipi kaselerin ve iyi sayıda bronz sikkelerin bulunduğu bir ex voto çöplük gün ışığına çıktı.
kaynak:ALİAĞA TİCARET ODASI
 
Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol